Bir SEY DEGİL HER SEY
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bir SEY DEGİL HER SEY

Bu Forumda
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Efsane Pilotlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:50 am

Michael Schumacher

Michael SchumacherDoğum Yeri: Hürth-Hermülheim-Almanya
Yaşadığı Yer: Vufflens-le-chateau - İsviçre
Boyu: 1.74 m
Kilosu: 74.5 kg
Medeni Hali: Evli
Eşi: Corinna Schumacher
Çocukları: Gina-Marie (20.02.1997), Mick (22.03.1999)
İlk Grand-Prix: 25 Ağustos 1991
Kazandığı ilk GP: 30 Ağustos 1992
Kazandığı ilk pole: 15 Mayıs 1994
Dünya Şampiyonluğu: 7

Michael Schumacher.... Formula1 pistlerinin hızlı, hırçın ve Şampiyon pilotu....

Hiç şüphesiz, 3 Ocak 1969 tarihinde dünyaya gelen bu sarışın çocuğun, yüzlerce beygirlik otomobillerin efendisi olacağı kimsenin aklına bile gelmemişti. Ancak babası Rolf ve annesi Elisabeth, Michael'in en büyük destekçisi oldular. Makinelere karşı bir hayli ilgili olan baba Schumacher, çim biçme makinesini bir Go-Kart aracına dönüştürdü ve 4. yaşgününde oğlu Michael'e hediye etti. Küçük Schumacher'in hayallerini yeşil sahalarda top koşturmak süslüyordu, ama O kendini minik Kartıyla şampiyonluk provaları yaparken buluvermişti....

Michael 11 yaşına geldiğinde Dünya Karting şampiyonası için Belçika'nın Nivelles kentine gitti ve orada izlediği bir pilot onu gerçekten derinden etkiledi. Çünkü o pilot efsane adam Ayrton Senna idi...

O günden sonra şumi kendisini geliştirmekte hiç vakit kaybetmedi ve 1984 yılında, Almanya Junior Karting şampiyonasını kazanarak ilk zaferine imza attı. 1987 yılına gelindiğinde ise O'nu artık tüm Avrupa tanıdı çünkü hem Almanya hem de Avrupa Karting şampiyonu oldu. 1988 yılında Karting serüveni sona ermiş ve artık Schumacher, Formula Ford 1600 şampiyonası'na katılarak büyük arabalarla yarışmaya başlamıştı. Hedeflerine doğru emin adımlarla ilerleyen Alman pilot, Formula Ford 1600 şampiyonası'nda, henüz ilk yılında Almanya dördüncülüğü elde etti ve Avrupa şampiyonasında da ikinci oldu...

Kariyerine bir de, 1990 yılında Almanya F3 şampiyonluğu ekleyen Schumacher için artık Formula1 zamanı gelmişti. Gerçekten de öyle oldu ve şumi, 1991 senesinde Jordan takımı ile Formula1'e ilk adımını attı...

Jordan ile sadece bir Grand Prix'de yarıştı. Ve sonra da ilk kez Formula1 şampiyonluğunu tadacağı Benetton-Ford takımına transfer oldu...

1992 sezonunda, çaylak bir F1 pilotu için gerçekten de umut vaad etti.. İlk zaferini Belçika Grand Prix'sinde kazandı ve sezonu 53 puanla 3. sırada tamamladı.

1993'te ise pistlerde Alain Prost fırtınası esiyordu. Fransız pilotun şampiyon olduğu sene şumi 52 puanla sezonu 4. sırada tamamlayarak, başta hayran olduğu Ayrton Senna olmak üzere tüm Formula1 ustalarının dikkatlerini çekiverdi...

Ve yıl 1994...Efsane pilot Ayrton Senna'nın San Marino Grand Prix'sinde yaşamını yitirmesi tüm Formula1 dünyasını yasa boğdu. Sezon sonunda ise Michael Schumacher 92 puanla kariyerinin ilk şampiyonluğuna ulaştı ve kazandığı zaferi "Bunu hakeden O'dur" diyerek Ayrton Senna'ya armağan etti...1994 sezonu akıllarda BİR YILDIZIN KAYDIGI, DİGERİNİNSE YENİDEN DOGUŞUNUN KUTLADIGI YIL olarak kaldı....

Schumacher bu zaferinin bir tesadüf olmadığını 1995 yılında kazandığı ikinci şampiyonlukla kanıtladı ve 1996 sezonu öncesi Ferrari takımı ile anlaştı...

Şampiyonluğu Williams-Renault takımı pilotu Damon Hill'e kaptırdığı 1996 sezonunu 59 puanla 3.sırada tamamladı.Ancak 1997 yılında da Kanadalı pilot Jacques Villeneuve pistlerin en hızlısıydı ve F1'deki henüz ikinci senesinde şampiyonluğa ulaştı. Schumacher de klasmanda 2. sıradaydı ancak FIA, sezonun son yarışında Villeneuve'e çarparak kazaya sebebiyet veren Michael'i diskalifiye etme kararı aldı. O zamandan beri de Kanadalı ve Alman'ın yıldızları barışmadı...

1998 ve 1999 yıllarında da şampiyonluğa Mclaren Mercedes pilotu Mika Hakkinen ambargo koydu. Schumacher 1998'de 86 puanla sezonu 2. sırada tamamlayabildi. 1999 sezonu ise O'nun için şanssız bir yıldı. Silverstone pistinde kaza geçiren şumi'nin bacağı iki yerinden kırılmış ve sezon onun için artık bitmişti...

Ancak Schumacher 2000 yılında pistlere muhteşem bir dönüş yaptı. Sezon boyunca 108 puan toplayan tecrübeli pilot, 1995 yılından beri özlemini duyduğu şampiyonluğa yeniden ulaştı. Bu zaferin, takımı Ferarri için de ayrı bir önemi vardı. KIRMIZI ŞEYTANLAR en son 1979 yılında Jody Schecter ile pilotlar şampiyonluğuna ulaşmışlardı. Schumacher'in bu başarısı da takımı için 21 senelik hasretin sonu olmuştu...

2001 yılında da senaryo değişmedi. En zor durumlarda bile nabzını frenlemeyi bilen Shumi, bitime dört yarış kala, Macaristan’da şampiyonluğunu ilan etti. Sezon boyunca “en büyük rakibim” diye söz ettiği Mika Hakkinen ise hayalkırıklıkları ile dolu bir sezonun ardından, kendi deyişiyle “formula1’e bir yıl ara” vereceğini açıkladı.

2002 sezonunda ise, Michael Schumacher’in yeni rakipleri var. Williams – BMW pilotları Juan Pablo Montoya ve şampiyonun kardeşi Ralf, parlayan yıldızlar olarak göze çarpıyor.Mclaren’lerin neler yapabileceği ise merakla bekleniyor.

İşte Michael Schumacher’ir kısa ve zaferlerle dolu öyküsü…Şimdi insan şu soruyu sormadan edemiyor: Bir çim biçme makinesinin, böylesine başarılarla dolu bir öykünün baş kahramanı olabileceğini kim tahmin edebilirdi ki?.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Geri: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:51 am

NİKİ LAUDA (22 Şubat 1949 - Viyana, Avusturya)

Lauda ailesinin desteğiyle motorsporlarına başladı. March ile 1971'de Formula 1'e başlayan Lauda 1974 yılında Ferrari'ye geçti ve Jackie Stewart'ın boşalan tahtına oturarak yarışlar kazanmaya başladı.

1974 yılı şampiyonluğunu tecrübe eksikliği ve aceleciliği yüzünden kazanamasa da 1975 yılında etkileyici bir şampiyonluk kazandı. 1976 yılında sezonu lider götürürken Nurburgring'de yaptığı kaza sonrasında 6 hafta pistlerden uzak kaldı ve sezon sonunda 1 puan farkla şampiyonluğu kaçırdı.

Niki Lauda İkinci sırada başladığı yarışta Ferrari'sinin kontrolünü kaybeden Niki Lauda hızla savrularak bariyerlere çarptı, yanmaya başlayan araba tekrar pistin ortasına doğru geldi ve Lauda'yı takip etmekte olan pilotların önüne çıktı, Guy Edwards Lauda'ya çarpmaktan kurtulduysa da Harald Ertl ve Brett Lunger Lauda'ya çarptılar. Bu üç pilot hemen arabalarından çıkıp Lauda'nın yardımına koştular, Lauda arabadan çok ciddi yanıklarla çıkarıldı ve yakındaki bir hastanede ilk müdahale yapıldıktan sonra Mannheim'daki üniversite hastanesine nakledildi. Niki Lauda birkaç gün yaşam savaşı verdikten sonra, yüzünde kaza anını hiç unutturmayacak izlerle ayağa kalkmayı başardı.

Bu kazayı izlemek için tıklayınız.

Ölüme bu kadar yaklaştıktan sadece 6 hafta sonra Lauda'nın piste dönme kararı takdir edilecek bir hareket olsa da basın bu olaya gereğinden fazla ilgi göstermekteydi. Tüm abartılara karşı Lauda o üstün gerçekçiliğini hiç terk etmedi. O sene Fuji'deki Japonya GP'ine çıkmama kararı alan Lauda şampionluğu kaybetti. Lauda yarışa çıkmama nedeni olarak iyileşmekte olan gözlerinin iyi durumda olmadığını belirtmişti. Bu kararı sonrası takım yönetiminden olumsuz tepkiler alacağını bilmesine rağmen, altı hafta içinde yarışmaya karar verirken gösterdiği cesareti, Fuji'de yarışmamak için de göstererek kararlılığını ortaya koydu.

Bu olaylı sezonun ardından 1977'de Lauda tekrar şampiyon oldu ve sezonun sonunda Brabham Alfa Romeo'ya geçmek için Ferrari'den ayrıldı. 1979 yılında ani bir kararla pistlerden ayrılacağını Kanada'da açıkladı.

Pistlerden ayrıldıktan sonra LaudaAir adlı havayolu şirketini kuran Niki Lauda, 1982 yılında McLaren takımında yarışmak üzere pistlere geri döndü. Ve sanki hiç gitmemiş, hiç ara vermemiş gibi kazanmaya başladı. İki yıl sonra, tecrübeli pilot Alain Prost'un takım arkadaşı olarak McLaren'e gelmesiyle Lauda'nın hırsı ve hızı daha da arttı. Lauda, o sezon Prost'un yarım puan önünde şampiyonluğu göğüsledi. Bu fark, Formula 1'de, şampiyonluk getiren en az fark olarak tarihe geçti.

1985 yılında Formula 1'de yarışmayı bırakan Niki Lauda havayolu şirketini daha da geliştirdi, 1992 yılında eski arkadaşı Luca di Montezemolo Ferrari'de dizginleri eline alınca Lauda'da Ferrari'de danışman olarak rol aldı. Danışmanlığı süresince kendine özgü olan açık sözlü, acımasız eleştirel tavrını yerleştirmeyi başardı.

Nurburgring'deki kazadan sonra yüzünde oluşan izleri hiç çekinmeden taşımaya devam eden Lauda, aslında o izlerin arkasında bilgisayar gibi keskin bir zeka ve tam bir kararlılık saklıyor.

Bu özellikleri ona 3 dünya şampiyonluğu kazandırdı ve bir havayolu şirketi inşa ettirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Geri: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:52 am

MIKA HAKKINEN
Mika Hakkinen İlk olarak 1991 yılında Phoenix’te bir Lotus 102B ile yarışan Mika, yeteneklerini gösterme imkanını iyi kullandı. Mika Hakkinen, karting ve Opel Lotus Euroseries’in ardından British F3 şampiyonluğunu aldı. Hakkinen 1992’de yeni Lotus 107 ile göze batan sonuçlara imzasını koydu ve sezon sonunda Ron Dennis tarafından McLaren’e getirildi. Ancak 1993 boş bir yıl olacaktı. McLaren Ayrton Senna ve Michael Andretti ile yarışıyordu ve Mika için yarış koltuğu yoktu. Andretti’nin Eylül ayındaki İtalya GP’si sonrası F1’den ayrılmasına dek test sürüşlerinde direksiyon başındaydı.

Hakkinen yarış koltuğuna geçtiğinde Portekiz GP’sinde sıralamalarda Senna’yı geçti ve bu Senna için bir motivasyon kaynağı oldu. McLaren’in yeterince mücadeleci olmaması Senna için hayalkırıklığıydı. Mika, Senna’yı bir daha hiç yenemedi ancak potansiyelini kanıtlayacak derecede iyi sonuçları elde etmeyi başardı. Senna, 1993 yılında Williams ile anlaştıktan sonra 1994 ve 1995 yıllarında

takıma liderlik etme görevi Mika’nın oldu. Ancak bu yıllar McLaren için çok iyi yıllar değildi. Peugeot motoru ilk once Ford ile daha sonra Ford motoru Mercedes-Benz ile değiştirildi.1994 yılındaki sorunların ardından 1995 yılında, Suzuka’da en iyi sonuçlarını elde etti. Bir yarış sonra Adelaide’da yapılan son Avustralya GP’sinin practice turlarında bir lastiğini kaybetmesi sonucu büyük bir kaza yaptı ve ölümden döndü.

Hakkinen kış süresinde toparlandı ve geri geldi.Geri döndüğünde hakkındaki şüpheleri kırması gerekiyordu ve ilerleme kaydettikçe takımdaki yeri yeniden sağlamlaştı. 1997 yılında McLaren ve Mercedes kazanma potansiyeline sahip bir araba oluşturdu. Avustralya’daki sezon açılışında Coulthard galip gelirken, Hakkinen galibiyeti biraz daha beklemek zorunda kaldı ve kimsenin beklemediği bir anda kariyerinin ilk galibiyetini aldı.Mika Hakkinen Schumacher ve Villeneuve’ün tartışmalı biçimde çarpıştığı 1997 Jerez GP’sinde galip geldi. Bu tarihi andan itibaren bir daha asla arkasına bakmadı. 1998 yılında ilk Dünya Şampiyonluğu’nu kazanırken 16 yarıştan 8 tanesini kazamıştı. 1999 daha zorlu bir yıl oldu, İtalya’da yaptığı hatalar galibiyetine mal oldu, ancak son yarışta tacını korumayı başardı. Michael Schumacher ile mücadele edebilme potansiyeline sahip olan tek pilot olduğunu kanıtladı.

2000 yılında Ferrari yıllardır hiç olmadığı kadar iyiydi ve Hakkinen İspanya, Fransa, Avusturya, Macaristan ve Belçika’da kazanmasına rağmen şampiyonluk Michael Schumacher’in oldu. 2001’in açılışında Avustralya’da büyük bir kaza geçirdikten sonra, sezon sonunda F1’e bir yıl ara verme kararını açıkladı ve İngiltere ve A.B.D.’de birincilik aldı. Ara verdiği dönemde F1’e geri dönecekmiş gibi bir görüntü çizmedi. Ve McLaren, 2002 Monaco GP’sinden sonra Mika için bir koltuk ayırabilecek durumda değildi. Mika emekliye ayrıldığını ilan etti ve 2003 ile 2004 yıllarında yarışmadı. Ancak 2005 yılında Mercedes-Benz ile DTM’de yarışmak için anlaştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Geri: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:53 am

Ayrton Senna



Doğum Tarihi: 21.03.1960
Doğum Yeri: Sao Paulo
Milliyeti: Brezilya
Katıldığı Yarış: 162
Zafer:41
Pole Pozisyonu:65
Toplam Puan: 614
Podyum: 80

Ayrton Senna (BRA) World Champion - 1988, 1990, 1991

Senna spor dünyasına düşmüş bir kuyrukluyıldız, başka bir dünyadan gelmiş bir süperstar gibiydi. Yaydığı ışıltı, parlak zekası, Formula 1'de bir daha ortaya çıkmayacak karizmasıyla efsane oldu. Sürekli kendisiyle yarışan, limitlerini aşmayı deneyen, hırslı bir pilottu. Sürüş dehasının ötesinde spor dünyasının en zor, en ihtiraslı, en etkileyici kişiliklerinden biriydi. Yaptığı her şeye ruhunu ve bedenini koyması herkeste hayranlık uyandırırdı. Hem hayranlık uyandırırdı hem de geleceği için tedirginlik yaratırdı.

Ayrton Senna da Silva 21 Mart 1960'da Brezilya'nın Sao Paulo şehrinde doğdu. İyi bir eğitim aldı. Yarışlara katılmasının para ile ilgisi yoktu. 81'de girdiği 18 Formula Ford yarışından 13'ünü kazandı. 1982'de Formula Ford 2000 ve 1983'te İngiliz Formula yarışlarında birinci gelerek 84'te Toleman takımıyla Formula 1'e geçti. Monako'da McLaren takımından Alain Prost'un ardından kazandığı sansasyonel ikincilik, spor dünyasına fırtına gibi giren bir yeteneği müjdeliyordu. Toleman'ın sınırlı kaynakları Senna'nın tırmanan hırsını karşılamaya yetmeyince 1985'te Lotus'la anlaşma imzaladı. Lotus'la 3 sezonda toplam 16 kez pol pozisyonundan yarışa başladı ve 6 zafer kazandı.

1988'de McLaren'e geçti ve bu takımda 35 yarış kazandı, 3 dünya şampiyonluğu aldı ve 6 sezon geçirdi. 88'de McLaren-Honda 16 yarışın 15ini aldı. Senna takım arkadaşı Prost'tan daha fazla yarış kazanarak (Senna 8, Prost 7 yarış kazandı) 1988 şampiyonu oldu. Böylece iki büyük pilot, aralarındaki rekabet yüzünden, çok çirkin bir mücadelenin iki kahramanı oldular. 1990 yılında Senna ikinci şampiyonluğunu ilan etti. Üçüncü şampiyonlukla birlikte Senna'nın pilot olarak çok baskın ve saplantılı bir çizgide olduğu iyice belli oldu. 1994'teki talihsiz sezona kadar hayranlarını çok sevindiren başarılara imza attı.

Senna büyük bir ihtirasla delirmiş gibi araba kullanırdı. Acımasız hırsı sürekli eleştirilirdi. McLaren'deki takım arkadaşı Prost onu yaşamaktan çok kazanmayı umursamakla, tehlikeli bir deli olmakla suçlamıştı. Prost'a ve pek çok pilota göre Senna kendisine Tanrı'nın yardımcı pilotluk yaptığını düşünüyordu. Martin Brundle şöyle demişti: "Senna bir dahi. Dengesizliğin doğru tarafında durduğunu ama çok çok uçlarda gezindiğini söyleyebilirim. Her defasında paçasını bu işten çok zor sıyırıyor ve bu da beni korkutuyor."

Senna bazen çok ileri gittiğini de itiraf ediyordu. 1988'deki Monako GP'sinde o kadar hızlanmıştı ki Prost'tan 2 saniye daha önde yarışı bitirdiğinde bilincini yitirdiğini ve çok korktuğunu söylemişti.
Ölümlü olduğunun tamamıyla farkında olduğunu ve sınırlarının ne olduğunu görmek için kendisini zorladığında korktuğunu söylüyordu. Yarışları hayat için ****for gibi görüyordu. Yarışlar kendisini keşfetmesi için bir araçtı: "Bu araştırma beni büyülüyor. Ne kadar ileri gidersem kendimle ilgili o kadar çok yeni şey keşfediyorum. Fakat bir çelişki var. Aracı daha hızlı kullandığım her sefer daha kırılgan olduğumu fark ediyorum. Bu iki uç sınır kendimi çok çok derin anlamda bilmemi sağlıyor."

İçe dönük yaşıyormuş gibi görünmesi insanlık için faydalı şeyler yapmasına engel olmadı. Çocukları çok seviyordu ve servetini (öldüğünde yaklaşık 400 milyon dolar servete sahipti) Brezilyada yoksul semtlerde yaşayan çocukların geleceği için harcadı. Kendi geleceği ile ilgili ise şöyle demişti: "Gerçek anlamda dolu dolu yaşamak istiyorum. Ara vererek, bir hastalıkla savaşarak ya da yaralanıp sakatlanarak yaşamayı asla istemiyorum. Hayatıma mal olacak bir kaza geçireceksem, umarım bir anda her şey olur biter."

Kötü son Mayıs 1994'te geldi. çakıSan Marino GP'sinde beton duvara Çakılarak hayatını kaybetti. Milyonlarca insan kazaya televizyondan tanık oldu ve ağladı. Sao Paulo'daki cenazesine, aralarında Alain Prost da olmak üzere, pek çok pilot katıldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Geri: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:54 am

Gilles Villeneuve



Doğum Tarihi: 18.01.1950
Doğum Yeri: Quebec
Milliyeti: Kanada
Katıldığı Yarış: 68
Toplam Puan: 107
Pole Pozisyonu: 2
Podyum: 13
Zafer: 6


Gilles Villeneuve pekçok insan tarafından tüm zamanların en hızlı ve en kahraman pilotu olarak kabul edilir. Hırsı ve sadece tekerleklerin üzerindeyken yaşadığını hissettiğini söylemesi Senna'nın yaşadıklarıyla benzerlik gösterir. 18 Ocak 1950de Quebec'de doğdu. İlk F1 yarışı 1977 yılında Silverstone'da McLaren takımıyla oldu. 77 sezonunun sonunda geleceği parlak bir yıldız olarak ünü iyice artmıştı.


1978'de Ferrari'ye transfer oldu. Ferrari'nin Gilles ile ilgilenmesinin asıl sebebi Niki Lauda'nın Ekim ayındaki Kanada ayağında aniden Ferrari'den ayrılma kararıydı. Gilles bu vesileyle kariyerinin en kısa ve en maceralı Ferrari bölümüne başlamış oldu. Mosport yarışında bir araçtan sızan yağ yüzünden pist dışına çıktı, Fuji'deki bir başka yarışta seyircilerin hayatını tehlikeye atmamak için gene yarış dışı kaldı. Daha sonra verdiği demeçte şöyle diyordu: "Eğer biri bana 3 dilek dilemem gerektiğini söylese bunlardan birincisi yarışlara katılmak ikincisi F1'e girebilmek, üçüncüsü Ferrari'de yarışmak olurdu."

Villeneuve bir sonraki yıl ilk defa 6 F1 yarışında birden zafer kazandı. 1979'da Jody Scheckter'ın arkasından pilotlar puan sıralamasında ikinci oldu. Emrindeki araçların hiçbiri dünya fatihi Lotuslar kadar iyi değildi, bu yüzden yeteri kadar başarı gösteremiyordu. 1979 Dijon'daki Fransa GP'sinin son turundaki mücadele F1 tarihinde sonsuza kadar unutulmayacak önemli sahnelerden biridir. Jabouille and Arnoux kalkış sıralamasında Renault'larını en ön sıraya yerleştirmişlerdi. Gilles üçüncü sıradaydı. Yeşil ışık yandığında yerinden roket gibi fırlayan Gilles öne geçti. Ferrari pilotlarının her ikisinin de lastikleriyle başı beladaydı; Scheckter geri düştüğünde Jabouille Villeneuve'ye oldukça yaklaşmıştı. Jabouille sonunda
Ferrari pilotlarından liderliği aldı ama seyirciler çılgına dönmüştü. 10 tur kala Jabouille geri düştüğünde bütün gözler Gilles ve Arnoux'a çevrildi. Yakıtı azalan Arnoux Gilles'in sağ tarafında gerisindeydi. Gilles'in lastikleri limitlerini çoktan aşmıştı. 3 tur daha gittikten sonra Arnoux Gilles ile yanyana geldi. Villeneuve'nin ön lastiklerinden dumanlar çıkmasına rağmen Arnoux'u öne geçirmemek için elinden geleni yaptı. Fakat savaşı kaybetmiş, Arnoux öne geçmişti. Gilles'in sözcük dağarcığında "bırakmak" diye bir kelime yoktu! Bir sonraki turda Gilles düzlüğün sonunda frene basmayı tamamen bıraktığında Gilles ve Arnoux'un lastikleri birbirine kenetlendi. Arnoux içeri girip Gilles'in önüne geçmeyi denediğinde çarpıştılar. Arnoux yolun dışına çıktı ama kısa sürede toparlandı, yine piste çıktı. Gilles frene basmak zorunda kaldığında Arnoux gelip arkadan Gilles'e çarptı ve gaza basıp arayı iyice açtı. Gilles kılpayı ile podyumda ikinciliğe çıktı. Seyirciler asla unutmayacakları bu mücadeleyi nefeslerini tutup seyrettiler.

Diğer büyük pilotlar gibi Villeneuve'ün de uyumsuzluk olarak nitelendirilebilecek türde kişilik bozuklukları vardı. Lauda onu şöyle tanımlıyordu: "Formula 1'de görüp görebileceğiniz en çatlak, en deli pilottur, kazanmak için yapmayacağı şey yoktur ama tüm bunların üzerinde çok hassas ve sevgi doludur." Motorlu kızak yarışları, uçmak, araba yarışları düşünüldüğünde Villeneuve'un klasik anlamda bir risk alıcı olduğunu söyleyebiliriz. Fakat arkadaşları aracın içindeyken onun son derece adil ve vicdanlı olduğunu ve kendisinin zararına da olsa kimsenin hayatını tehlikeye atmayacağını söylüyorlardı. Bu özellikler birleşince Villeneuve sadece hayranları için değil diğer pilotlar ve hatta düşmanları için bile son derece sevilen bir kişi oluyordu.

1982 yılında Imola'daki en son turda Pironi, nasıl olsa yarışı kazandıklarını düşünen ve bu sebeple yavaşlayan takım arkadaşı Gilles'in aniden önüne geçti. Gilles takım arkadaşına oldukça öfkelendi ve hırslandı. 2 hafta sonra Zolder pistindeki Belçika GP'sinde aracını oldukça zorladı ve daha yavaş giden March takımından Jochen Mass'ın -aracını yoldan çekmeye çalışsa da başarılı olamadı- aracına arkadan hızla çarptı. Çarpmanın şiddetiyle araç paramparça oldu. Gilles'e hemen acil müdahale yapıldı ancak aldığı yaralar ölümcüldü, o akşam hastanede hayatını kaybetti. Dijon efsanesindeki rakibi Arnoux bile Gilles'in öldüğü gün ağladığını itiraf ediyor. Temmuz 1997'de Kanada, favori pilotları Gilles anısına bir pul bastırdı. Şu anda oğul Villeneuve'ün baba Villeneuve'den daha çok hayranı var fakat Jacques'ın pek çok huyunu babasından aldığını söylememiz ve o şekilde karşılaştırma yapmamız daha doğru olur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Geri: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:55 am

Nigel Mansell




Doğum Tarihi: 08.08.1953
Doğum Yeri: Birmingham
Katıldığı Yarış: 191
Milliyeti: ingiltere
Pole Pozisyonu:31
Zafer:31
Podyum: 59
Toplam Puan: 482

Nigel Mansell (GBR) 1992 Dünya Şampiyonu

Formula 1 dünyasına girdikten sonra bile mücadeleyi asla bırakmamış çok az pilottan biridir. Son derece kararlı, aşırı derecede saldırgan ve şaşırtıcı derecede risk alan Mansell, seyretmesi en heyecan verici pilotlardan biriydi. Ya kazan ya kaybet yaklaşımıyla -31 birincilik ve 32 kaza- en başarılı İngiliz pilot oldu ve dünya sıralamasında en hızlı turlarda üçüncü, yarış kazanmada dördüncü ve pol pozisyonu sıralamasında beşinci adam oldu. Garip kişiliğiyle pek çok düşman edinmesine rağmen pistte gösterdiği kahramanca performans ile milyonlarca hayran kazandı.

İlk arabasını 7 yaşında kullanan Nigel 8 Ağustos 1953'te Birmingham yakınlarında doğdu. Aynı sene Lotus
kullanan Jim Clark'ın 1962 Britanya Grand Prix performansını seyrettikten sonra büyük İskoç pilotun yolundan gitmeye karar verdi. Bu fikir yaşıtları tarafından alay konusu olsa da pek azı Mansell'in başına gelen talihsiz olaylardan sağ çıkabilirdi.

Kart yarışlarındaki başarılarından sonra, test sürüşlerinde boynunun kırılmasıyla sonuçlanan bir kazaya rağmen 1977 Britanya Formula Ford şampiyonasını kazandı. Doktorların 6 ay boyunca yataktan çıkmaması ve bir daha otomobil kullanmaması gerektiğini söylemelerine rağmen Mansell hasteneden gizlice kaçıp yarışmaya devam etti. Bu kazadan 3 hafta önce Mansell uçak mühendisi olarak çalıştığı işinden istifa etmişti. Bundan önce ise Formula Ford yarışlarına katılabilmek için kişisel birikimlerinin tümünü harcamıştı. Formula 3 kariyerine başlayabilmesi içinse Mansell ve eşi Rosanne sahip oldukları evi sattılar. 1979'da meydana gelen ve bir başka otomobil ile çarpışıp takla atmasına sebep olan kazadan kırık bir omur ile kurtulabilmesi ise şanstı. Bu olaydan kısa bir süre sonra ağrı kesiciler ile tıka basa dolu olmasına rağmen Lotus ile yaptığı deneme sürüşünde Formula 1 takımı için test pilotu olmayı başardı. Formula 1'de katıldığı ilk yarışı olan 1980 Avusturya Grand Prix'sinde kokpitte meydana gelen yakıt sızıntısı vücudunun alt tarafında birinci ve ikinci derece yanıkların meydana gelmesine sebep oldu.

Lotus patronu Colin Chapman ile çok yakın bir ilişkisi olan Mansell, Colin'in 1982'deki ani ölümüyle yıkıldı. Lotus takımında 2 sene daha kalıp 1985'te Williams'a transfer oldu. Katıldığı 71 Grand Prix yarışında hiçbir birincik elde edemeyen Mansell, 85 Avrupa Grand Prix'sinde aniden parladı ve birincilik kazandı. Sevinçten podyumda gözyaşı döken Mansell kazandığı Avrupa GP'sini takip eden 18 ay boyunca 11 yarış kazandı. Fakat kazanması beklenen 2
dünya şampiyonluğunu kaçırdı. 1986'da Adelaide'de patlayan lastiği çok başarılı geçecek sezonu son anda mahvetti. 1987'de Suzuka'da sıralama turlarında geçirdiği ciddi bir kaza sırtını tekrar incitmesine neden oldu. Kazadan dolayı çekilmek zorunda kaldığı yarışı, nefret ettiği Brezilyalı Nelson Piquet (Williams Honda'dan takım arkadaşı) kazandı ve şampiyonluğunu ilan etti. Mansell için 87'nin en önemli anı hiç hoşlanmadığı Piquet'in Silverstone pistinde kendisini geçtiği andır.

Mansell başına gelen tüm olumsuzlukları büyütüyor, kötü giden bir şeyler olmasa bile yaratıyordu. "Bütün dünya bana karşı" zihniyeti pek çok kişiyle büyük sürtüşmelere girmesine neden oldu. Medya Mansell'in kronikleşen şikayetlerinden bıkmıştı. Fakat hayranları yarışlardaki saldırganlığını seviyordu. 1989'da Ferrari ile çıktığı Rio'da zafer kazandı. 1990 yılında eldivenlerini seyircilerin üzerine doğru fırlatarak yarışları bıraktığını ilan etti. 2 ay sonra Williams'a geri döndüğünü açıkladı. 1991'de Williams-Renault'da 5, bir sonraki sene 9 yarış kazandı. 1992'de dünya şampiyonu olduktan kısa bir süre sonra tekrar yarışları bıraktığını açıkladı. 1994 yılında Williams Avusturalya'daki 4 final yarışı için Mansell'i pistlere geri döndürmeyi başardı. 15 sezonda toplam 187 start alan 41 yaşındaki pilot, bir sonraki sene McLaren için iki defa yarıştıktan sonra F1'i bıraktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Geri: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:55 am

ALAİN PROST




Doğum Tarihi: 24.02.1955
Doğum Yeri: Saint Chamond
Katıldığı Yarış: 202
Milliyeti: Fransa
Pole Pozisyonu:33
Zafer:51
Podyum: 106
Toplam Puan: 798

Alain Prost (FRA) 1985-1986, 1989, 1993 Dünya Şampiyonu

Kariyeri, başarılarını gölgede bırakan kavga ve gürültülerle dolu olsa da, spor dünyasının en büyük pilotlarından biri olarak Formula 1 tarihinde önemli bir yeri vardır. 4 defa dünya şampiyonu oldu. Kazandığı 51 zafer diğer pilotlarla her zaman savaş halinde olduğu için politik anlamda başarısızlık olarak görülebilir. Ayrton Sena ile kavgalı olmaları her ikisine de kötü ün kazandırdı. Ama yine de şampiyon pilotlar arasında sadece Michael Schumacher ve Juan Manuel Fangio, Prost'tan daha fazla zafer kazanmıştır.

Prost 24 Şubat 1955'te doğdu. 1974'te tüm zamanını yarışlara ayırmak için okuldan ayrıldı. 1978 ve 1979'da hem Fransa hem de Avrupa F3 şampiyonluğunu kazandı. 1980'de McLaren'le anlaştı. İlk Formula 1 sezonunda 4 yarıştan puan almayı başardı fakat çok kaza yaptı. Birinde bileğini kırdı, diğerinde şiddetli çarpışmadan dolayı beyin sarsıntısı geçirdi. Tüm bu teknik başarısızlıklar karşısında Prost McLaren'in başarısız bir takım olduğunu ve kendisinin yanlış yolda olduğunu düşündü. 2 sene sonra McLaren'le anlaşmayı bozdu ve Renault ile anlaştı. Renault'da 3 sezonunda toplam 9 zafer kazandı. Takım arkadaşı Rene Arnoux ile arası bozuldu ve 1984'te tekrar McLaren'e döndü. McLaren'le 6 sezonda 30 yarış kazandı. 1985'te Fransa'nın ilk dünya şampiyonu oldu.

1986'da Jack Brabham'dan sonra arka arkaya şampiyonluk kazanan ilk pilot oldu. 1988'de Prost'un takımı toplamda 16 yarışın 15'ini kazandı. Parlak bir geleceğe sahip yeni takım arkadaşı Senna 8 yarış kazandı ve pilot şampiyonu oldu. Böylece spor dünyasının bu 2 büyük yarışçısının arasında başarı grafiklerini yükselten ama aynı zamanda çetin mücadelelere sahne olan duygusal bir rekabet başladı. Profesör lakaplı Prost'un sürüşü sisteme ve tekniğe dayalıydı, hesaplı ve ılımlıydı. Senna bayrağı görür görmez fırlama eğilimindeyken Prost yağmurda sürmekten nefret ederdi. Senna'nın ihtiraslı kişiliği toplumun daha çok ilgisini çekince aralarındaki kavga Formula 1 tarihinin en büyük ve en meşhur mücadelesi haline geldi. Prost takım arkadaşını tehlikeli sürmekle suçladı ve sonunda da Ferrari'ye geçti. 1991'de 10 yıl sonunda ilk defa Alain Prost bir yarışı kazanamadı. 1992'de kısa bir süre için TV yorumculuğu yaptıktan sonra 1993'te Williams takımına girdi. Burada 51. zaferini kazandı ve en çok yarış kazanan pilot oldu, ardından yarışları bıraktığını açıkladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
ADMİN
Admin
Admin
ADMİN


Mesaj Sayısı : 371
Kayıt tarihi : 02/01/08

Efsane Pilotlar Empty
MesajKonu: Geri: Efsane Pilotlar   Efsane Pilotlar Icon_minitimeC.tesi Ocak 12, 2008 12:56 am

NELSON PİQUET




Doğum Tarihi: 07.08.1952
Doğum Yeri: Rio de Janerio
Katıldığı Yarış: 207
Milliyeti: Brezilya
Pole Pozisyonu:24
Zafer:23
Podyum: 60
Toplam Puan: 485

Nelson Piquet (BRA) 1981, 1983, 1987 Dünya Şampiyonu


17 Agustos 1952'de Rio de Janerio, Brezilya'da dünyaya gelen Nelson Sautomaior, 14 yaşında karting yarışları ile tanıştı. Ailesi izin vermediği için yarışlara annesinin soyadı Piquet ile katılıyordu. 1971 ve 1972 yıllarında Brezilya Kart Şampiyonu olduğunda, ailesi onun kart yarışcısı oldugunun farkında bile değildi. 1976 yılında Formula Super Vee yarışlarında Brezilya Şampiyonu olduktan sonra 1978 yılında İngiltere F3 yarışlarında boy gösterdi ve 26 yarışın 13'ünde elde ettiği zaferle B F3 şampiyonu oldu.

79'da Brabham'ın patronu Bernie Ecclestone tarafından Niki Lauda'nın yanına yardımcı pilot olarak kiralandı. Sezon sonunda tecrübeli pilot Lauda F1'den uzaklaşınca Piquet takımın pilotu oldu. 1980 yılında US Grand Prix'inde ilk zaferini kazandı ve ardından 1981'de dünya şampiyonu oldu. 82 sezonundaki Kanada ayağını kariyerindeki en önemli başarı saysa da, bu sezon sadece bir zafer kazandı. 1983'te ikinci dünya şampiyonluğunu elde eden pilot, aynı zamanda turbo motor kullanan ilk şampiyondu. Renault pilotu Alain Prost ile uzun süren tartışmalar yaşayınca duygusal anlamda çok yıprandı. Seyahat etmekten de çok yorulduğunu öne sürüp yarışlardan çekilmeyi düşündü. Bu düşüncesinden onu Niki Lauda'nın tavsiyesi vazgeçirdi: küçük kişisel bir jet özel hayatını kolaylaştırabilirdi. Gerçekten de öyle oldu.

Hayatı kolaylaşmıştı ama masraflı yaşam stili daha fazla para kazanmasını gerektiriyordu. Daha fazla şampiyon olması bunu sağlayabilirdi ancak ne 84'te ne de 85'te Brabham takımı pek başarı kazanamadı.

Piquet uzun sure boyunca pistlerin en etkili pilotlarından biri oldu, 1987 yılında üçüncü kez dünya şampiyonluğunu kazandı. 40 yaşında Formula 1 yarışlarından çekildi. 1991 yılına kadar devam eden kariyeri boyunca 205 Grand Prix'de 23 kez birincilik yaşayan ve 1981,1983 ve 1987 yıllarında Dünya Şampiyonluğu'na ulaşan Piquet, Formula 1 tarihinin efsane pilotları arasında yer almaktadır
T4Xİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır T4Xİ isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin. Mesajı Moderatöre bildir Alıntı ile Cevapla
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hersey.forumburkina.com
 
Efsane Pilotlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bir SEY DEGİL HER SEY :: Spor :: Formula 1-
Buraya geçin: