Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların temsil etmesi amacıyla yazılmış edebi eserdir.
Tiyatro insanla birlikte doğmuş bir sanat türüdür. Tiyatro terimi genellikle temsil edilen eser anlamında kullanılır. Yunanca theatron sözcüğünden gelmektedir. Çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş tiyatronun tarihi bağbozulması tanrısı Diyanizos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. İlk tiyatro şenliği M.Ö 534 yılında Atina'da yapılmıştır.
Tiyatro, bir sahne sanatıdır. Tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir.
Yunanca“theatron”dan (θέατρον) doğmuştur. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik, dans gibi unsurları da katmak gerekir.
Tiyatronun diğer edebi eserlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini, okuyanın kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder.
Bir tiyatro eserinde eseri yazan kişi veya kişilere ”müellif” (yani oyun yazarı), yazılı bir metin veya dile getirilmesi oyunculara bırakılmış tasarıya ”eser” (yani tiyatro oyunu) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” denir. Bu üç öğe kesinlikle bulunur. Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan sahne amiri, dekoratör ,ışıkçı,suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır.
Bir tiyatro eserinde; konu, kişiler, çevre, zaman, üslup, amaç gibi altı unsur vardır. Tiyatroda sosyal hayatın ve insan karakterlerinin tahlil ve tenkitleri yapılır. Tiyatroda en önemli hususlardan biri dildir. Fazla ağır olmaması, konuşma diline benzemesi istenir. Böylece ince fikirlerin ve esprilerin seyirci tarafından kolayca kavranması sağlanmış olur. Fakat bunun yanında bazı oyun yazarları belli bir tarz ve mesaj gereği bu unsurları gözardı edebilir veya değiştirebilirler.
Çeşitleri
Sahne üzerinde ve bir seyirci topluluğu önünde, sanatçılar tarafından,hareketli olarak canlandırılacak nitelikte yazılmış olan yazılara tiyatro yapıtı ya da piyes denir.
Tiyatro eserleri müziksiz (trajedi,komedi,dram) ve müzikli (opera, operet ,komedi müzikal, bale revü,skeç )olmak üzere iki grupta toplanır. Edebi türler içinde en canlı ve yaşama en yakın olanı tiyatrodur.
Trajedi
Kişilere korku, heyecan ve acındırma telkinleriyle ders vermek amacı güden en eski tiyatro çeşididir. Nazım olarak yazılması ve degişmez kaidelere bağlı olması sebebiyle öbür tiyatro çeşitlerinden kolayca ayrılır.Yunan tanrısı Dionysos'un şenliklerinde yapılan yarışmalarda sahnelenen oyunlarla varolagelmiştir.
Klasik trajediler genellikle beş perdelik oyunlardır. Eski Yunan’da başlayan bu eserler 3 ve ya 6 perdelik olurdu. O zamanki tiyatrolarda dekor bulunmaz, ancak sahnenin bir köşesinde olayların sebep ve sonuçlarını anlatan bir koro yer alırdı.
Yine klasik trajedilerde, kahramanlar; kral, kraliçe, prenses, eski Yunan’ın tanrı ve yarı tanrıları gibi en üst tabaka kişilerden seçilirdi. Orta tabaka ve basit halk adamlarına rastlanmazdı. Kahramanları arasında geçen olaylar insanların ruhi zayıflıklarını, ihtiraslarını, iradeye bağlı yüce davranışlarla çakıştırırdı. Özellikle karakterlerin bir katarsis, yani arınma sürecinden geçmeleri gerekirdi. Bu da ancak farkında olarak ya da olmadan kahramanın büyük bir hata yapması, bu nedenle acı çekmesi ve bu süreç sonunda arınmış olarak doğru bir özü bulmasıyla olabilirdi.
Klasik trajedi Aristoteles tarafından kuramsallaştırılmıştır. Bu kurama göre olay, zaman ve çevrede birlik demek olan ”üç birlik kuralı” benimsenmiştir. İç içe girmiş karışık olaylar bulunmaz. Ayrıntıya girmeden tek bir olay gösterilir. Olayın ön ve son tarafları, sebepleri ve sonuçları gerektikçe konunun ağzından halka duyurulur. Buna “olay birliği” denir. Trajedi olayının bir günde (24 saat) olup bitmiş gibi gösterilmesine “zaman birliği”, tek bir şehrin belli bir köşesinde başlayan olayın yine orada bitmesine de “çevre(mekan) birliği” denir.
Trajedilerde parlak nutukları andıran yüksek ve asil bir üslup kullanılır. Kaba, çirkin ve niteliği düşük sözler bulunmaz. Trajedi şairleri mısralarının derin manalı ve hikmet dolu olmasına önem vermişlerdir
Trajedilerde kadere, ahlak, töre ve geleneklere üstün bir değer verilmiştir. Trajedinin maksadının “insanı acılarının ifade edilerek seyircilerin ruhunda korku ve merhamet uyandırılması” olduğu kabul edilmektedir. Bazı klasik trajedi örnekleri, Aiskhylos'un Titan Prometheus'un hikayesini anlattığı Zincire vurulmuş Prometheus'un Sophokles'in Kral Oidipus'u ve Euripides'in Andromakhe'ı sayılabilir.
Yunan ve Roma dönemi trajedilerinin kuramsallaştırdığı bu kurallar daha sonra modern tiyatroda değiştirilmiştir. Bazı oyun yazarları özellikle bu kurallarla oynayarak farklı türler yaratmıştır. Bunlara örnek olarak Bertolt Brecht ve Epik Tiyatro verilebilir.
Dram
Trajediyle komediyi bir araya getiren tiyatro çeşididir. Modern tiyatronun sürekli olarak aristokrat zümrenin yaşayişini veya sadece hayatin gülünç taraflarinin sahneye konmasını yeterli bulmayarak hayati birçok tarafiyla temsil etme arzusundan dogmuştur.
Dram, nesir ve nazım halinde yazılabildiği gibi üç perdeden beş perdeye kadar olabilir. Üç birlik kuralını tamamen reddeder. Beşeri temalardan çok toplumcu ve milli konuları işler. Konular da çok çeşitli olabilir. En kanlı ve çirkin olayları seyirciye göstermekten çekinmez.
Konuları tarihten ve hayatın acıklı veya gülünç,çirkin ve ya güzel hemen her olayından alınabilen dramda kader, ümit, neşe, şüphe, tasa, facia ve komik davranışlar bir arada bulunabilir. Kahramanları her sınıftan (halk, soylu ayrımı gözetmeksizin) seçilebilir. Her türlü mizaca yer verilir. Dram eserleri hakikati göstermek iddiasında olmuşlardır.
Dramın ciddi ve ağırbaşlı yazılmış şekline “piyes”,duygulandırıcı ve fazla heyecan verici olanına “melodram” denir. Melodram müzikli oyun demektir yalnız günümüzde müzik kısmı atılmıştır. Bununla birlikte yine dram türlerinden olan "feeri" ise bir masalın sahneye konulmuş şeklidir. Kahramanları cin, peri, dev gibi düşsel varlıklardır. Olayın geçtiği yer ve zaman belli değildir.
Opera
Bütün sözler,hareketlerin ve jestlerin musikiyle bestelenmiş ve orkestra şefinin idaresine verilmiş dram ve trajedilerdir. Trajedilerde bir tek kelime müziksiz söylenmez. Opera, musiki, kilise ve paganizm (Eski Yunan Putperestligi)den çikmiştir. Agir bir hüzün havasi vardir. Olaylar acikli ve hislidir. Çok gösterişli dekor ve kiyafetler içinde sunulur.
Operet
Sözlerinin müziksiz kısımları müziklerden çok olan tiyatro eserlerdir. Halka hitap etmek için yazılır. Operetlerde renk,ışık,kıyafetler ve dans en göze çarpıcı şekilde kullanılır.
Revü
Operetin daha hafif fakat hiciv, alay, tenkit dolu çeşididir.
Skeç
Beş-alti dakikaya sığdırılan tablolar halinde kısa, musîkili oyunlardir. Bir çeşidi de radyo skeçleridir.
Bazı tiyatro terimleri
Perde
Bir sahne eserinin uzun bölümlerinden her biridir.
Jest-Mimik
Herhangi bir şeyi açiklamak için oyuncunun yaptığı el kol hareketleridir.Mimik herhangi bir şeyi açıklamak için yaptığı yüz hareketleridir.
Kulis
Tiyatroda sahnenin gerisinde ya da yanında bulunan oyuncuların kostümlerini giydikleri, makyaj yaptıkları yerdir.
Suflör
Oyunculara, rollerinde unuttukları sözleri seyircilere duyurmadan hatırlatan kişidir.Her tiyatorda 1 den fazla suflör olmalıdır.